20 Ocak 2015 Salı

Cemal Süreyya'nın Soy Adındaki 'Y' Harfinin Yok Oluş Hikayesi

    Nüfus cüzdanında ki adı Cemalettin Seber'dir. Başlarda Cemal  Süreyya yazar. Eskişehir Vergi   Dairesinde çalışan Üvercinka adının verdiği güvercin salınışlı sevgilisiyle girdiği iddiada kaybeder soy adındaki ikinci 'y' harfini o günden sonrada bir daha hiç kullanmaz. Üvercinka güvercin kanadından kısaltılarak elde edilmiş bir sözcüktür.

    Cemal Süreya 'Elma' şiirinde soy isminden bir harf attığını ilan eder. Nedeni kendi anlatımına göre arkadaşıyla bir telefon numarası üzerine girdiği iddiayı kaybetmesidir.Söz konusu telefon numarası Üvercinka'nın. Cemal Süreya 'O zamanlar  güvenirdim belleğime telefon numaralarını falan kaydetmezdim. Belki de kaydetmediğim için kalırdı. Ona  dedim ki eğer bu böyleyse ismimden bir harf atarım dedim kaybedince ismimde bir harf aradım ve iki tane olandan birini atmak daha uygun geldi' dedi.

    Cemal Süreya'nın Üvey kızı ise; Süreya'nın üvey kızı Gonca Uslu'nun aktardığına göre iddiaya girmeyi çok seven şair, arkadaşıyla bir telefon numarası üzerine iddiaya girmiş kaybederse soy adındaki 'y' harfinden birini sildireceğini söylemiş. İddiayı kaybetmiş ve Süreyya olan soy adını Süreya olarak değiştirmiştir. Süreya soy adı ilk kez 1956 da yazdığı 'Elma' şiirinde görülmüş.

Elma

Şimdi sen çırılçıplak elma yiyorsun
Elma da elma ha Allahlık
Bir yarısı kırmızı bir yarısı yine kırmızı
Kuşlar uçuyor üstünde
Gökyüzü var üstünde
Hatırlanacak olursa tam üç gün önce soyunmuşdun
Bir duvarın üstünde
Bir yandan elma yiyorsun kırmızı
Bir yandan sevgililerini sebil ediyorsun sıcak
İstanbul'da bir duvar

Ben de çıplağım ama elma yemiyorum
Benim öyle elmalara karnım tok
Ben böyle elmaları çok gördüm ohooo
Kuşlar uçuyor üstümde bunlar senin elmanın kuşları
Gökyüzü var üstümde bu senin elmandaki gökyüzü
Hatırlanacak olursa seninle beraber soyunmuştum
Bir kilisenin üstünde
Bir yandan çan çalıyorum büyük yaşamaklara
Bir yandan yoldan insanlar geçiyor çoğul olarak
Duvarda bir kilise
İstanbul'da bir duvar duvarda bir kilise
Sen çırılçıplak elma yiyorsun
Denizin ortasına kadar elma yiyorsun
Yüreğimin ortasına kadar elma yiyorsun
Bir yanda esaslı kederler içinde gençliğimiz 
Bir yanda Sirkeci'nin tiren dolu kadınları
Adettir sadece ağızlarını öptürürler
Ayaküstü işlerini görmek yerine

Adımın bir harfini atıyorum.

   Cemal Süreya'nın kaybettiği iddia sonucu soy adından attığı 'y' harfini anlatan dizenin Elma şiirinin son dizesi olması Cemal kelimesinden 'c' harfini atınca elma kelimesinin çağrışımını yapmıştır.

   Bir başka rivayete göre ise; 

   Cemal Süreya ve Sezai Karakoç üniversitede sınıf arkadaşıdır. Sınıflarında Muazzez Akkaya isimli bir kız varmış. İkisi de bu kızı gizliden gizliye severlermiş. Sınıfta sürekli birbirlerine bu kıza duydukları ilgiyi anlatırlarmış. Hatta bu kıza yazdıkları şiirleri birbirlerine okurlarmış. Sonradan bu aşk kızışmış ve birbirlerine 'ben elde ederim sen elde edemezsin' derken 'kim elde edecek' diye iddiaya tutuşmuşlar. Kaybeden büyük bedel ödeyecek demişler ve bu bedel ömrü boyunca üzerinde kalacak bedene fiziksel zarar olmayacak diyede kararlaştırmışlar. Sonunda adını değiştirmeye gelmiş olay. Cemal Süreyya kazanırsa Sezai Karakoç'un soy adı Karkoç olacak, Sezai Karakoç kazanırsa Cemal Sürayya'nın adı Süreya olacak. İddiayı Sezai Karakoç kazanır ve kızı elde eder. Cemal Süreyya'da gidip soy isminden 'y' harfini attırır. İşte süreyya'dan Süreya'ya geçiş dönemi böyle olmuştur.

   Peki sonra ne oldu?




  Muazzez Akkaya kendisi ile Sezai Karakoç'un bir iddia sonucu çıktığını öğrenir. Birazda sorunları olan Muazzez bunu kaldıramaz ve memleketi olan Geyve'ye gider. Sezai Karakoç bu duruma çok üzülür ve ona ithafen Mona Rosa şiirini yazar bu şiir aynı zamanda Türk edebiyatının en mahrem akrostiş şiiridir.
   










MONA ROSA 
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin, ellerin ve parmakların.

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuş yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.

Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni.

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
Alev alev sardı her tarafımı.
Artık inan bana muhacir kızı.

Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak.

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kuş tüyüne.
Bir tüy ki can verir gülümsesen,
Bir tüy ki kapalı geceye güne.
Altın bilezikler o kokulu ten.

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

   Esas konumuz olan 'Y' harfine gelecek olursak;

Cemal Süreya’nın attığı bu harfi birisi sahiplenir bu sahiplenen kişi Süreyyya Evren‘dir.
   







2 yorum:

  1. İlginç... Kendimi düşünüyorum da herhalde ben olsam bir telefon numarası için böylesi kalıcı bir iddiaya girmezdim. Cemal Süreya oldukça cesur ve kararlı. Üstelik risk almayı da seven biri... Ayrıca ince bir mesajda çıkarabiliriz burdan; insanoğlu risk almadan bir şeyler başaramaz, başarının sırrı risk almaktır. Her ne kadar soy adından harf eksilse de o yüreklerde ve akıllarda yer edindi. Kazanmamış gibi görünüyor fakat asıl kazanan Cemal Süreya'dır. Sezai Karakoç ile girdiği iddia rivayetini bilmiyordum. Aslında aşk uğruna yapılan iddia daha çok hoşuma gitti. Bilgilendirdiğin için teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Açıkçası çok ilginç bir hikaye ::) Onları orijinal isimlerinden bile vazgeçmeye sürükleyen bu kadın da çok şanslı olsa gerek. Ben de hep aklımdan geçirirdim, Süreya neden tek 'y' ile yazılıyor diye. Böylece öğrenmiş oldum :). Cemal Süreya nasıl ki şiirlerinde olduğu gibi kapalı imgeler kullanarak bir ironi oluşturuyor. Bu hikayesinde de bir ironi yatıyor. Paylaşımın için teşekkürler...

    YanıtlaSil